İçinde meyve kelimesi veya meyveler geçen, meyveler hakkındaki deyimlerin anlamları ve açıklamaları. Meyve ile ilgili deyimler, anlamları ve deyimler ile ilgili örnek cümleleri yazımızın devamından okuyabilirsiniz.
Meyve almak
2) mec. Yarar elde etmek.
Meyve vermek
2) mec. Bir eser ortaya çıkarmak.
M
eyveye durmak;
meyve verecek duruma gelmek:
Bir
elmanın yarısı o, yarısı bu; birbirlerine çok benzeyen kimseler için kullanılan bir söz.
Elma da alma da demesini biliriz; şartlara göre uygun davranırız anlamında kullanılan bir söz.
Elma gibi; kırmızı (yanak).
Elmas gibi; çok iyi, çok değerli:
elmas gibi kalbi var.
elmas gibi bir çocuk.
Yarım elmanın yarısı o, yarısı bu; birbirine çok benzeyenler için söylenen bir söz.
Armudun sapı var, üzümün (kirazın) çöpü var demek; her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek.
Armut gibi; çok anlayışsız, bön.
Armut piş ağzıma düş; bir işe emek harcamaksızın onun kendiliğinden olmasını bekleyenlerin durumunu anlatan bir söz.
Boynu armut sapına dönmek; çok zayıflamak.
Eli armut devşirmek; birisini bir iş yaparken öbürü boş durmak:
Olmuş armut gibi eline düşmek; emeksiz ve zahmetsizce eline geçmek.
Pişmiş armut gibi (birinin) eline düşmek; olmuş
armut gibi birinin eline düşmek.
Al kiraz üstüne kar yağmış; düşünülmeyen, beklenilmeyen şeylerin de olabileceğini anlatan bir söz.
Ayağının altına karpuz kabuğu koymak; bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.
Eşekten düşmüş karpuza (düşmüşe) dönmek; (argo)
2) Kötü bir duruma düşmek:
İki karpuzu bir koltuğa sığdırmak; aynı anda iki işi veya görevi yapmak.
Ayvayı yemek; (argo) kötü duruma düşmek, işi bozulmak:
Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek; Bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler anlamında kullanılan bir söz.