Bu yazımızda sizlere Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırmak deyiminin anlamı ve kısaca hikâyesi hakkında bilgiler vereceğiz.
Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırmak deyiminin anlamı:
Nereden ve kimden çıkar sağlıyorsa, oranın ve onun hoşuna gidecek söz ve davranışlarda bulunmak.
Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırmak deyiminin hikâyesi:
Dünyanın üç kuruşluk çıkarı için şekilden şekle girmemeli.
Elbette uyumlu olacağız. Herkesle iyi geçineceğiz. Hoş sohbet, tatlı dilli ve girişken olacağız. Ama… Kişiliğimizi, insanı insan yapan değerleri göz ardı etmeden.
Başkalarının olmayan özellikleri varmış gibi gösterip övmek, başkalarına yaranmak için hoşa giden söz ve davranışlarda bulunmak doğru değildir.
Eskiden saz şairleri, bazen yolda rastladığı posta tatarlarından izin alıp arabacının yanına oturur, çalıp söyleyerek beraber yolculuk yaparlarmış. Sürücünün hoşuna gidecek türküler söylermiş ki yolculuk bedavaya gelsin.
Bir gün mola verilen bir handa, başka bir saz şairi, bir tatarın arabasına binmek istemiş. Posta taşıyıcısı, tatar şairi arabasında yanına oturtmuş. Yolculuk ilk handa biterken şair diğerleri gibi tatarı övüp yüceltmeyi becerememiş, bu adam tatarın hiç hoşuna gitmemiş.
Handa başka bir posta tatarı beklemeye başlayan saz şairine, çevredekilerden biri akıl vermiş:
- Kolay ve bedava yolculuk yapmak istiyorsan, sen de öteki saz şairi gibi, kimin arabasına binersen, onun türküsünü söylemelisin. Böyle yapmazsan, seni daha çok arabadan indirirler, varacağın yere ulaşamazsın.
Kimsenin türküsünü söyleme,
Söylersen kendi türkünü söyle.
Üç kuruşa sakın tamah eyleme,
Söylersen kendi türkünü söyle.