Geç Ateş Almak Deyiminin Anlamı ve Hikayesi hakkında bilgiler vereceğiz.
Vasfi Rıza Zobu, seneler evvel Anadolu’nun ıssız bir yerinde, bir şehirden diğerine katır sırtında gidiyormuş. Etrafta eşkiya çok olduğundan yanına iki de jandarma vermişler. Afyon taraflarında bir kayalık yerden geçerken, Zobu’nun aklına nereden estiyse, belindeki külüstür tabancasını çıkarıp jandarmaya sormuş: “Senin nişancılığın nasıldır?”
“İyidir bey, ya senin?”
“Benim de iyidir..”
“At bakalım beyim, bir görelim.”
Vasfı Rıza, bir taşa nişan alıp tetiğe basmış, basmış ama tabancadan ‘pıtt’ diye bir ses gelmiş o kadar.
Jandarma gülmüş. Vasi Rıza, tetiği ikinci kez çekmiş, ama netice değişmemiş:
“Pıtt…”
“Silahın boş herhalde beyim?” diye sormuş jandarma.
Vasfı Rıza, tabancanın namlusunu yüzüne çevirip, deliğinden içeriye bakmış. Sonra silahı yere doğrultmuş. O anda tabanca büyük bir gürültü ile patlamış. Meğer, mermilerdeki barut nemlendiğinden, silah geç ateş almış.
Bu deyim, “harekete geçmekte ağır davranmak, geç anlamak, geç farketmek” gibi mânâlarda kullanılır.