Bu yazımızda sizlere Tabanları yağlamak deyiminin anlamı ve kısaca hikâyesi hakkında bilgiler vereceğiz.
Tabanları yağlamak deyiminin anlamı:
Uzak bir yere yürüyerek gitmek için bütün gücünü toplayıp yola koyulmak, bir yerden koşarak uzaklaşmak.
Tabanları yağlamak deyiminin hikâyesi:
Bir gün Nasreddin Hoca, yağmurlu bir günde evinin balkonunda oturmuş gelen geçenleri seyrediyormuş. Bu arada herkes yağan yağmurdan kaçışmaya başlamış. Bunlar arasında Hoca'nın tanıdığı yaşlı başlı, aksakallı, cüppesiyle yağmurdan kaçan bir adam da varmış. Hoca adama oturduğu yerden seslenerek:
- Çoluk çocuğun koşmasına şaşırmadım da senin şu saçın ve sakalınla Allah'ın rahmetinden kaçtığını biraz tuhaf karşıladım, demiş.
Zavallı adam evine yürüyerek gitmiş, gitmiş ama yağmurdan da sırılsıklam olmuş.
Bir başka yağmurlu gün, bunun tam tersi olmuş. Daha önce yağmurdan sırılsıklam olan adam evinin penceresine oturmuş, yağmuru ve yağmurdan kaçan insanları seyrederken bir ara paçalarını sıvayıp yağmurdan kaçan Hoca'yı görmüş:
- Bu ne hâl Hoca? Ele verirsin talkını, kendin yutarsın salkımı, demiş.
Hoca bu, hiç altta kalır mı? Hemen cevabı yapıştırmış:
- Ben senin gibi yağmurdan kaçmıyorum ki. Allah'ın rahmetini çiğnememek için tabanları yağlıyorum.
Eskiden ayakkabı olarak, ham deriden yapılma çarıklar giyilirmiş. Taban ölçülerine göre kesilen ham deri, kenarlarından yine deriden kesilme iplerle büzülüp bağlanırmış.
Her zoru gördüğünde
Tabanları yağlarsın
Boşa çorap ördüğünde
Dostlarına kıyarsın.