Kişilerin özel sıkıntıları yalnızca kendilerine etki eder. Bir konu ile ikinci derecede ilgili kişiler, birinci derecede ilgili kişiler ile aynı üzüntüyü duymaz, aynı sıkıntıyı yaşamazlar.
Zira kişilerin dertleride kendilerine göre ağırlık kazanır. Birisi için çok önemli olan husus, bir diğeri için çok basit gelebilir. Başımıza gelen kimi olaylar, ciddiye almadığımız isteklerimizin sonucudur. Şaka da olsa, duyarsızca dile getirilen kimi istekler gerçekleşiverirler.
Ortak bir sıkıntıyı aynı ölçüde omuzlamayan kişileri tanımlarken söylenir.
Adam öküz derdinde, gelin sakız derdinde hikayesi:
Köylünün biri güneş doğarken ahırındaki hayvanları otlağa salmış. Hayvanlar hep birlikte aheste aheste otlağın yolunu tutmuşlar. Akşam olup güneş batarken hayvanlar gittikleri gibi yavaş yavaş ahıra dönmüşler. Köylü iyice güneş batmaya yakın, ahırın kapısnıı kilitlemek için gelmiş ki o da ne? Koca öküz ahırda yok! Tekrar, tekrar bakmış hayvanlara. Evet, yanılmıyormuş, koca öküz aralarında yokmuş.
Köylü telaşla koşturarak otlağa gitmiş. Bakılmadık yer bırakmamış. Köyde her önüne gelene öküzünü görüp görmediklerini sormuş. Koca öküzü gören tek kişi bile çıkmamış. Yer yarılmış da içine girmiş sanki koca hayvan. Zavallı adam, ağladı ağlayacak hâlde evine dönmüş. “Hiç evinin yolunu bulup dönemeyen öküz mü olur? Kesin biri çaldı” diye dövünmeye başlamış. Karısı da yanında onu teselli etmeye çalışıyormuş.
O sırada evin içinden gelinlerinin çığlığı duyulmuş. Kadıncağız telaşla kocasını bıraktığı gibi eve, gelininin yanma koşmuş. “Ne oldu, kızım, niye öyle bağırdın?” diye sormuş merakla. “Ay sorma, anneeeee” demiş gelin en acıklı hâliyle. “Kaç gündür çiğneye çiğneye zor bela yumuşattığım kenger sakızımı helaya düşürdüm. Ooofff, canım çıkmıştı yumuşatana kadar!”
Kadıncağız la havle çekmiş. Gelinini bırakıp bahçede ah vah eden kocasının yanma dönmüş. Kocası onu görünce, “Ne oldu hanım? Gelin niye bağırmış?” diye sormuş merakla. Kadın bir iç çekmiş, “Aman sorma bey,” demiş, “adam öküz derdinde, gelin sakız derdinde!” İşte böyle, insanlar küçük de olsa kendi sıkıntılarına ağlarlar. Birinin evi yanmış, ötekinin kızı kaçmış, berikinin altını çalınmış, çok da önemsemezler. Herkes kendi derdini en büyük dert sanır.