Merhamet, merhametli olmak, vicdan, merhametli davranmak ile ilgili deyimler ve anlamları. Merhamet hakkında deyimler ve açıklamaları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.
Altın yürekli olmak; çok iyi niyetli, merhametli olmak:
Ayağının (ayaklarının) altını öpeyim; “yalvarırım” anlamında kullanılan bir söz:
(bir şeye) Merak sarmak (duymak, salmak); bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak:
Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. - H. Taner.
(birinin) gözünün yaşına bakmamak; acımamak, merhamet etmemek.
Eşik (eşiğini) atlamak
Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ızdırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler. - A. H. Tanpınar.
Göz kırpmadan
2) Duraksamadan, çekinmeden.
Karıncayı bile ezmemek (incitmemek); çok merhametli, ince duygulu olmak:
Külfete katlanmak; sıkıntıya, zorluğa önem vermemek:
Lanet okumak; bir kimsenin Tanrı’nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek:
Merhamet duymak; acıma veya şefkat duygusu uyanmak veya kabarmak:
Rahmet okumak; Tanrı’nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.
Yüreği ezilmek
Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu. - R. N. Güntekin.
2) Açlık duymak.