İçinde selam kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları. Selam hakkında deyimler ve anlamları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.
(biriyle) selam yollamak (salmak); birine esenleme haberi göndermek:
Şimdi bizden yüz çevirdi ahbaplar / Bir çift
selam salanım yok, gardiyan - Âşık Ali İzzet.
(biriyle) selamı sabahı kesmek; her türlü ilişkisine son vermek:
Ne olursa olsun deyip adını bile artık ağzıma almaz oldum. - O. C. Kaygılı.
Harem selamlık olmak; bir yerde kadın erkek ayrı oturmak.
Selam çakmak; tkz.
selam vermek.
Selam etmek; uzakta olan birine esenlik dilemek.
Selam olsun; esenlik dileklerim ulaşsın anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü.
Selam (selama) durmak; bir büyüğe, bir üste veya saygı duyulan bir şeye ayakta
selam vermek:
Yollarda sarı ve zayıf halk
selama duruyor. - F. R. Atay.
Selam (selamı) almak
Pazara indiği zaman kendine verilen
selamı bile almıyordu. -Ö. Seyfettin. 2)
selam gönderilmiş olmak.
Selam söylemek
2) Birinin gönderdiği
selamı başkasına iletmek.
Selam vermek
Kapıdan içeri giren adam, topuklarını birbirine vurarak askerce bir
selam veriyor. - E. M. Karakurt.
Selamete çıkmak; esenliğe kavuşmak, kurtulmak.
Selamünaleyküm kör kadı; aşırı tok sözlü kişiler için uyarma yollu söylenen bir söz.
Sen sağ, ben selamet; iyi veya kötü bir sonuçla biten bir iş karşısında artık yapacak bir şey kalmadığını anlatan bir söz.