Bu yazımızda sizlere Derdini Makro Paşa’ya anlat deyiminin anlamı ve kısaca hikâyesi hakkında kısa bilgiler vereceğiz.
Derdini Makro Paşa’ya anlat deyiminin anlamı:
Yakınmalarını, şikâyetlerini anlatmak için git başka birini bul…
Derdini Makro Paşa’ya anlat deyiminin hikâyesi:
Anlatılana göre Marko Paşa, Sultan Abdülaziz zamanında yaşamış ünlü bir Rum hekimmiş. Aynı zamanda devletin bürokratik kademelerinde de bulunmuş. Marko Paşa halk arasında çok kısa sürede ünlü olmuş çünkü kimseyi başından savmaz, herkesin derdini uzun uzadıya dinlermiş. Ama gel gör ki halk çözemeyeceği dertleri de kendisine getirir olmuş. Hatta gün gelmiş hastalık dışındaki sıkıntıları da paşaya taşımaya başlamışlar.
Marko Paşa’nın gönlü kapısına geleni başından göndermeye hiç razı olmazmış. Karşısındakine derdini çözemeyeceğini de söyleyemezmiş. Derdi dinler dinler, hastanın konuşması bitince, “Anladım anladım, ama ne?” diye sorarmış. Hasta da şaşırırmış tabii. Başlarmış baştan anlatmaya. Yine anlatır, anlatır, lafın sonu gelince aynı tepkiyle karşılaşırmış: “Anladım anladım, ama ne?”
Üçüncü anlatmadan sonra paşa yine aynı tepkiyi verince karşısındaki çaresiz kalır, en sonunda pes eder, evine geri dönermiş. Kısa zamanda Marko Paşa hekimliğiyle değil de hiçbir şeye çözüm bulmamasıyla anılır olmuş. İnsanlar o günden beri çözülemeyecek bir işle karşılaştıkları durumlarda “Derdini Marko Paşa’ya anlat” diyerek konuyu kapatmaya başlamışlar.
İşte böyle, alt yanı çıkmaz sokak olan, bir itin öteki ite, onun da kuyruğuna buyurduğu, içinden çıkılmaz durumlar için kullanılır bu deyim.
Garip, üzgün durma öyle,
Git derdini Makro Paşa’ya söyle.
Merhem olmaz kimse yarana,
Günler geçer, bitmez bu çile.
Makro Paşa Kimdir?
Marko Paşa ya da asıl adıyla Marko Apostolidis (Yunanca: Μάρκος Αποστολίδης) (ö. 1888), Rum asıllı Osmanlı hekimiydi.
Galatasaraylı Marko Paşa ilk ve orta öğrenimini Yunanistan'ın meyve bahçeleri ve bağlarıyla ünlü Syros Adası'nda yaptı. Sonra, ailesi ile birlikte gittiği İstanbul'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıbbiye) bitirdi. Mezun olduğu yıl, cerrahi kliniği şefliğine atandı. Kısa sürede iyi bir hekim olarak ün kazandı ve mirlivalığa (Osmanlılar'da sancak beylerine verilen paşalık rütbesi) yükseltilen ilk hekim oldu. 1861'de Sultan Abdülaziz'in hekimbaşılığına getirildi. 1871'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Nazırlığı'na atandı. 1878'de, II. Abdülhamit döneminde Meclis-i Ayan üyeliğine getirildi. Kırımlı Aziz Bey'le birlikte Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin (Türkiye Kızılay Derneği) kurulmasında katkıda bulundu.
Marko Paşa çok sabırlı bir hekimdi. Hastalarını uzun uzun sabırla dinler, dertlerine tıbbi yönden yardımcı olmakla birlikte, onlara manevi huzur ve rahatlık vermeye de özen gösterirdi.
Marko Paşa'nın bu ünü halk arasında iyice yayıldı ve zamanla, yakınmayı dinleyecek kimsenin olmadığını vurgulamak için söylenen "anlat derdini Marko Paşa'ya" deyimi ortaya çıktı. Marko Paşa 1888 yılında vefat etti.
Çocukların Gözünden Atasözlerini ve Deyimleri
25 Ekim 2016 Salı 05:36
İstanbul'a ait deyimler
25 Ekim 2016 Salı 06:25 İlgili Haberler Marko Paşa efsanesi çöktü!