Fikra deyil fikra gibi hikaye

Rate This Thread:
Results 1 to 2 of 2

Thread: Fikra deyil fikra gibi hikaye

  1. Go to Thank YouDownload #1
    Go to Thank You
    Yeni Üye mimar38's Avatar

    Info

    Go to Top of Post

    Default Fikra deyil fikra gibi hikaye

    kayseride yaşanmış gerçek bir hikaye


    Gercek bir olay. Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yasanmis.
    Olay Alfred Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde
    birakacak kadar tüyler ürpertici.


    Gece bindiginiz otomobilde direksiyonda
    kimse yoksa ne yapardiniz? Kendisi Bünyanli olmayan, pol***kayla ugrasmis
    ve halen Kayseri'de yasayan isadami, 22 Subat 2005 tarihinde Bünyan
    sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna
    girer.


    Lokantaya oturur ve orada kalabalik toplulukla birlikte bir ufak raki
    içer. Yürüyüs mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çikar. Ancak
    disarisi hem zifiri karanliktir hem de korkunç bir kar-tipi
    firtinasi baslamistir. Benzin istasyonuna yaklasik 300 metre mesafedeki,
    Bünyan'a dönüs yolu kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip,
    Bünyan'a ulasma derdindedir. Firtina daha da siddetlenir. Adam bir-kaç
    adim ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur.


    Nihayet karanliklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir
    arabanin iki farini farkeder. Arabanin, tam önünde yavaslamasiyla
    birlikte hemen arka
    kapiyi açar ve arabaya biner. Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder.
    Içeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse
    olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yoktur. Birden panige kapilir.
    Korkuyla, hemen
    arabadan atlayip, oradan kosarak uzaklasmak ister ama hem araba
    hizlanmis, hem de korku ile dizleri baglanmis, hareket edemez hale
    gelmistir. Araba
    keskin bir viraja dogru yaklasir. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari
    için tövbe eder. Arabayi durdurmasi için Allaha yalvarir. Tam bu esnada,
    pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak sert virajdan
    arabanin dogru yola
    dönmesini saglar. Her tehlikeli dönemece yaklastikca, Allah'a
    yalvaris ve yakarisi artar ve her seferinde de bir el disaridan uzanip,
    direksiyonu çevirir.


    Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarini kimildatir. "Ya
    Allah koru beni..." deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan
    disari firlatir. Bir kaç takla attiktan sonra, sarampolde kendisine gelir.
    Defalarca üç Kulhu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulasir
    ve bir kahvehaneye girer. Üstü basi islak ve soka girmis haldedir.
    Kendisini taniyanlar hemence sobanin basina alirlar. Eline bir çay
    verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, basina gelen
    doga üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler
    de, anlatan kisinin akli basinda ve toplumsal sorumluluk tasiyan bir
    pozisyonda oldugunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur.
    Yaklasik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kisi
    girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,
    gelenlerden birisi, digerine sunlari söyler :


    -Ahmet baksana, su sobanin basin da oturan gerizekali, bizim araba yolda
    kalinca, biz arabayi iterken, arabaya binip-inen öküz degil mi?




  2. The Following User Says Thank You to mimar38 For This Useful Post:

  3. Go to Thank YouDownload #2
    Go to Thank You
    Yeni Üye USAK's Avatar

    Info

    Go to Top of Post

    süpermis iyi güldüm gece gece


Thread Information

Users Browsing this Thread

There are currently 1 users browsing this thread. (0 members and 1 guests)

Posting Permissions

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •