Akıl ile ilgili deyimler

Rate This Thread:
Results 1 to 1 of 1

Thread: Akıl ile ilgili deyimler

  1. Go to Thank YouDownload #1
    Go to Thank You
    Kıdemli Üye İnfo's Avatar

    Info

    Go to Top of Post

    Deyim Akıl ile ilgili deyimler

    Akıl ile ilgili deyimler

    İçinde ve anlamında akıl ve aklın önemi geçen deyimler ve anlamları. Akıl ile ilgili deyimler ve açıklamaları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

    Akıl ile ilgili deyimler

    Akıl almak: danışmak, görüş almak.

    Akıl almamak: inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek.

    Akıl bırakmamak: kafa karıştırmak.

    Akıl danışmak: bir konuda birinin görüşünü sormak:

    Akıl durdurmak: bir şey çok şaşırtıcı olmak, insanı şaşırtmak.

    Akıl erdirememek (ermemek):

    “Çalıştıkça da borcumuz azalacağına artıyor, işte buna bir türlü akıl erdiremiyorum.” - Halikarnas Balıkçısı.

    Akıl erdirmek: Ne olduğunu anlamak, sırrını çözmek:

    Akıl ermek: anlamak, çözmek.

    Akıl etmek: herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek: “Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.” - İ. O. Anar.

    Akıl havsala almamak: akla mantığa sığmamak:

    Akıl hocalığı taslamak: bir işte doğruyu, iyi olanı gösterdiğini sanmak:

    Akıl işi değil: “akla uygun değil, doğru değil” anlamında kullanılan bir söz.

    Akıl öğretmek: birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek:

    Akıl vermek: akıl öğretmek.

    Akıl yürütmek:

    2) Tahminde bulunmak.

    Akılda tutmak: unutmamak.

    Akıldan çıkarmak: 1) düşünmemek; 2) unutmak.

    Akıllı geçinmek: kendini çok akıllı sanmak:

    Akıllı olmak: gerçeklere uygun davranmak:

    Akıllılık etmek: 1) yerinde ve uygun davranmak; 2) uyanık davranmak.

    Akılsızlık- akılsızlık etmek: düşüncesiz ve yersiz davranmak.

    Akla (akıllara) durgunluk vermek: hayranlık uyandırmak:

    Akla fenalık vermek: çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak:

    Akla gelmek: hatırlamak.

    Akla gelmemek: 1) hatırlanamamak; 2) olabileceğini düşünmemek.

    Akla hayale gelmemek: inanılmamak:

    Akla sığar gibi: aklın kabul edebileceği bir biçimde, makul: Söyledikleriniz akla sığar gibi değil.

    Akla sığmamak: inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek:

    Aklı almamak: 1) biri bir şeyi anlayamamak, kavrayamamak; 2) bir şeyin olabileceğine inanmamak; 3) uygun bulmamak: Çocuğun bu geç saatte evden izinsiz çıkıp gitmesini aklım almıyor.

    Aklı başına gelmek:

    “O zaman her şey düzelir, erkeğin de aklı başına gelir.” - P. Safa.

    “Bir hastalık hâli olduğu anlaşılan bu ilk sersemlikten sonra yavaş yavaş aklı başına gelmektedir.” - R. N. Güntekin.

    Aklı başından gitmek: çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağını şaşırmak: “El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.” -E. Şafak.

    Aklı başka yerde olmak: başka şeyler düşünmek:

    Aklı bir (beş) karış yukarıda (havada) olmak: değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.

    Aklı (bir şeye) takılmak: zihni bir şeyle sürekli olarak uğraşmak:

    Aklı bir yerde olmak: bir iş yaparken başka bir şey düşünmek: “Aklı hep evde, Gülsüm’deydi.” -Ö. Seyfettin.

    Aklı bokuna karışmak: kaba korkudan şaşırıp ne yapacağını bilememek.

    Aklı çıkmak: sonucun kötü olacağını düşünerek korkuya kapılmak: Para harcayacak diye aklı çıkıyor.

    Aklı dağılmak: düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak.

    Aklı durmak: düşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak.

    Aklı ermek:

    “Bir sihirbaz inceliği ile başlayan iş, bir hamal kabalığı ile bitirilmeli ki neticeye aklı ersin.” - N. F. Kısakürek.

    “Aklı her şeye eriyor, eli her işe yatıyor.” -A. İlhan.

    Aklı fikri bir şeyde olmak; düşüncesini bir konuda yoğunlaştırmak:

    Aklı gitmek:

    2) çok beğenmek, bayılmak:

    Aklı kalmak: beğendiği bir şeyi düşünmekten kendini alamamak.

    Aklı karışmak: ne yapacağını bilememek, şaşırmak, bocalamak.

    Aklı kesmek:

    2) Bir şeyin olabileceğine inanmak:

    aklı kesmemek:

    2) Sonucu tahmin edememek.

    Aklı sonradan gelmek:

    2) Bir şeyi sonradan hatırlayarak yapmak.

    Aklı yatmak: anlamaya başlamak, olacağına inanmak:

    Aklı zıvanadan çıkmak: delirmek, aklını oynatmak.

    Aklıma gelen başıma geldi: “olmasından korktuğum şey oldu” anlamında kullanılan bir söz.

    Aklın süzgecinden geçirmek: etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek:




Thread Information

Users Browsing this Thread

There are currently 1 users browsing this thread. (0 members and 1 guests)

Posting Permissions

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •