Türkçe Deyimlerin Anlamı, En Yaygın Türkçe Deyimler ve Anlamları Kısaca bilgi verelim. Bugün yazımızda öğrencilerin anlamlarını bulmakta bir hayli zorlandığı deyimlere ve anlamlarına değineceğiz.
Deyimler; Çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük gruplarıdır. Bunlara örnek olarak; ”Dilinde tüy bitmek ve el ağzı ile kuş tutmak” deyimlerini verebiliriz.
Deyimlerin bazıları hem gerçek anlamda hem mecaz anlamda kullanılabilir. Mesela; ”Baltayı taşa vurmak ” gerçek anlamı içerir. Yani gerçek hayatta balta taşa vurulabilir. Mecaz anlamda ise bu deyim ağzından karşı tarafı üzecek bir söz çıktı manasındadır. Bu sözcük grubunun hangi anlamda kullanıldığı cümleden anlaşılır.
En Çok Kullanılan Türkçe Deyimler ve Anlamları :
Acem kılıcı gibi olmak; Birbirine zıt iki gruptan hangisinin tarafında bulunuyorsa onlardanmış gibi hissettirmek.
Açık kapı bırakmak; Bir sıkıntı esnasında gelecekte uzlaşabileceğini göstermek ve bunu hissettirecek sözler söylemek.
Ağzında bakla ıslanmamak; Hiç kimsenin gizli söylediğini içinde tutamamak.
Bal dök yala; Tüm etrafı temizlemek ve parlatmak.
Can kulağı ile dinlemek; Tüm konsantresini dinleyiciye vermek.
Cebi delik; Savurgan olan kişinin tanımıdır.
Çalmadan Oynamak; Müzik dahi gerekmeden mutluluktan coşmak.
Çam devirmek; Bir yakınının kalbini kıracak laflar etmek.
Çamur atmak; Bir kimseye asılsız ithamlarda bulunmak.
Çantada Keklik; Çabucak elde edilmek.
Damarına Basmak; Bir kişinin hassas olduğu mevzulara değinmek.
Damdan düşer gibi; Ansızın olan bir şey için kullanılır.
Dış kapının dış mandalı; Çok yakın olmadığı halde olaya dahil olan kişilere denir.
Dilli Düdük; Konuşkan kişilere denir.
Eceline Susamak; Aşırı riskli olaylara karışmak, ölüm tehlikesi olan olaylara girmek.
Ekmeğine kan doğramak; Elem içerisinde olmak.
El Etek Çekmek; Eski ilgilendiği bir işi bırakmak.
Eline Eteğine Doğru; Namuslu ve kötü alışkanlığı olmayan kişi için söylenir.
Fare Düşse Başı Yarılır; Çok fakir olan yerler için kullanılır.
Fırıldak gibi dönmek; Menfaati doğrultusunda hareket etmek, yalnızca kendini düşünmek.
Fink Atmak; İstediği gibi davranmak, eğlenmek.
İç etmek; Kendinin olmayan malı sahiplenmek.
İçli dışlı; Samimi davranmak.
İçi içine sığmamak; Sevinçten ne yapacağını bilememek.
İçine ateş düşmek; Çok büyük bir üzüntü yaşamak.
Kanı kaynamak : Ani bir sevgiyle kaplanmak ve kendine engel olamamak.
Mart kedisi gibi; Oldukça çapkın olmak.
Masal okumak; Kişinin bildiği halde yalan atmaya çalışmak.
Nal toplamak; Bir sınavda başarısız olmak.
Nalları dikmek; Hayvanın ölmesidir.
Ne baş belli ne ayak; Her şey karışmış karman çorman, düzensiz grup ve yerler.
Ne oldum delisi; Sonradan görme, geçmişinin unutma, şımarmak.
Ocağına düşmek; Bir kimseye muhtaç olmak.
Ok yaydan çıktı; Bir durumun artık karşı konamayacak duruma gelmesidir.
Oturduğu dalı kesmek; Kendi yararına olan kaynakları yok etmek.
Ödü patlamak; Aşırı korkmak.
Rest çekmek; Kesin olarak bir durumu kabul etmemek.
Rol oynamak; Bir olayda etkili olmak.
Ruhu duymamak; Hiç haberi olmadan bir şeyin yapılmasıdır.
Saman alevi gibi parlamak; Aniden sinirlenmektir.
Sepet havası çalmak; İşinden kovulmak.
Sıfırı tüketmek; Tüm varlığını tüketmek.
Sinek avlamak : İşi veya müşterisi olmamak ve boş boş takılmaktır.
Şamar oğlanı : Herkesin hırsını ondan aldığı kişidir.
Şeytan görsün yüzünü : Bir kimseyle irtibat kurmak istememektir. O
Ucu ucuna getirmek : Tam zamanında bitirebilmektir.
Ulu orta konuşmak : Düşünmeden cümleler kurmak.
Uzun hikaye: Konunun ayrıntılarının çok olması ve anlatımının uzun bir süre alacağıdır.
Uzun boylu : İncelikleri detaylıca düşünmektir.
Üç buçuk atmak : Korkmak.
Yabana atmak : Önemsememek.
Yağlı müşteri: Çok zengin olan bir müşteridir.
Yaka silkmek : Sıkılmak artık o kişiden bıkmaktır.
Yan çizmek : Söz verdiği bir şeyden vazgeçmektir.
Zemheri zürefası : Çok soğuk havada havaya uygun olmayacak kadar ince giymektir.
Zılgıt yemek : Birisinden azar yemektir.
Zıvanadan çıkmak : Delirmek, kendine engel olamayacak kadar çıldırmaktır.
Zokayı yutmak : Bir kimse tarafından aldatılmak.
Zurnanın zırt dediği yer : Yapılmakta olan işin en can alıcı yeridir.