Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı

Thema bewerten:
Ergebnis 1 bis 1 von 1

Thema: Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı

  1. Gehen Sie zu DankeHerunterladen #1
    Gehen Sie zu Danke
    Kıdemli Üye Avatar von İnfo

    Info

    Gehen Sie zum Anfang des Beitrags

    Deyim Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı

    Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı

    Bu yazımızda sizlere Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı ve kısaca hikâyesi hakkında bilgiler vereceğiz.

    Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı

    Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı:

    Gizliden gizliye sürüp giden bir anlaşmazlığın patlama noktasına gelmesi. Beklenen ve korkulan bir şeyin gerçekleşmesi.

    Dananın kuyruğu kopmak deyiminin hikâyesi:

    Bir adam vardı. Herkes ondan hilebaz diye söz ederdi. Asıl adı unutulup gitmişti.

    Hilebazın geçim yolu ne olacak? Yalan dolandı. Parasız kaldığı zaman hemen birini gözüne kestirir, karşısına geçip herkesin içinde, “Yeter artık, ver benim şu borcumu,” diye çıkışırdı.

    Hiçbir şeyden haberi olmayan adam, şaşırır, “Ne? Ne borcu?” diye kekelerdi.

    Hilebaz da tam bu anı beklerdi işte. Hemen üstüne giderdi:

    “Vayyy, şimdi de inkâr öyle mi? Mahkemeye yereyim de gör sen!”

    Hilebaz, dediği gibi mahkemeye gider; olmayan alacağını da alırdı, “Bana borcu var,” dediği kişiden.

    Bir, iki, beş, on… Bu durum çok kişinin başına gelince herkesin dikkatini çekti. Araştırılıp soruşturulunca anlaşıldı ki hilebaz, kadıya rüşvet vererek kazanıyordu bu davaları.

    O günlerin birinde, hilebaz yine parasız kalmış olmalı ki kahvede bir adamın karşısına geçip:

    “Borcunu ne zaman vereceksin kardeşim?” diye diklendi. “Kaç yıl oldu, niye ödemiyorsun?”

    Adam, şaşırmıştı:

    “Ne borcu?” diye kekeledi.

    “Aradan o kadar yıl geçince unutacağımı sandın değil mi? Ben de mahkemeye gidip almazsam…”

    Hilebaz, kahveden çıkıp mahkemeye doğru yürüyünce:

    “Yeter be!” diye bağırdı adam. “O mahkemeleri nasıl kazandığını bilmiyor muyuz sanki?”

    O öfkeyle çıktı kahveden. Araya adamlar koydu. Hilebazın rüşvet olarak ne verdiğini öğrendi. Orta boy bir dana göndermişti kadıya. “Madem öyle,” dedi adam, tuttu, kadıya daha büyük bir dana gönderdi.

    Kadı uyanık, hemen anladı durumu. Gönderilen iki danayı, mahkeme binasının avlusuna bağladı. Bütün ciddiyetiyle makamına kurulup kendisini izleyen kalabalığı süzdükten sonra:

    “Bu davayı sonuçlandırmak için uzun süre vicdanımla boğuştum,” diye başladı söze. “Herkes bilir ki ben rüşvete dönüp bakmam, adalet için çalışırım. Gelin görün ki bu davada, davalı da davacı da bana rüşvet olarak iki dana göndermiş bulunuyor. Ben rüşvete bakmam ama davaya bakarım. Bu davanın sonuçlanması gerekir. Şimdi aşağıya inip kimin haklı kimin haksız olduğunu danalara bakarak anlayacağız.”

    Kalkıp avluya indi. Ne yapacağını merakla bekleyen kalabalık da onu izledi.

    Yardımcısına seslenen kadı:

    “Danaların kuyruklarını birbirine bağlayın,” dedi.

    Birkaç kişi danaları başlarından tuttu. Yardımcı, iki dananın kuyruklarını birbirine bağladı. Kadı, kalabalığa:

    “Şimdi herkes geri çekilsin,” diye seslendi. Yardımcısına döndü sonra:

    “Ürkütün şu danaları!”

    Danalar, el kol hareketleri ve bağrış çığrışla birtakım adamların üstlerine yürüdüklerini görünce kaçıp kurulmak istedi. Biri bir yana, öbürü bir yana fırladı ama kuyruklarından birbirlerine bağlıydılar.

    Danaların altında ezilmemek için herkes kendini bir köşeye atarken kadı, nasıl karar vereceğini yüksek sesle açıkladı:

    “Biraz sonra kimin haklı, kimin haksız olduğunu siz de gözlerinizle göreceksiniz,” dedi. “Kimin danasının kuyruğu koparsa elbette o haksız olacak ve adalet yerini bulacaktır.”

    Gizli gizli tüten ateş

    Bir gün olur yakar seni.

    Kopar dananın kuyruğu,

    Can evinden vurur seni.




Aktive Benutzer

Aktive Benutzer

Aktive Benutzer in diesem Thema: 1 (Registrierte Benutzer: 0, Gäste: 1)

Berechtigungen

  • Neue Themen erstellen: Nein
  • Themen beantworten: Nein
  • Anhänge hochladen: Nein
  • Beiträge bearbeiten: Nein
  •