Bilgelik Hikayesi Oku: Bir zamanlar, bilgeliğiyle meşhur olan ve bildiklerini öğrencilerine de aktaran bir alim vardı. Bu alim, aynı zamanda bir tacirdi ve adamları vasıtasıyla uzak diyarlarla ticaret yapardı. Bir gün talebelerine ders verirken, bir adam yanına gelip “kötü bir haber” verdi:“Haber aldık ki, senin de mallarını taşıyan gemi batmış!
Devrinin önde gelen mutasavvıflarından Ebû Satd Ebu’l-Hayr ile İbn Sînâ, bir eve çekilerek üç gün ilmî konuları münâkaşa ve müzâkere ederler.Toplantıdan çıkan Ebû Saîd’e, “İbn Sînâ’yı nasıl buldunuz?” diye sorulunca şu cevabı verir:“Benim keşf ve ilhamla gördüğümü o biliyor.”Daha sonra aynı soru İbn Sînâ’ya sorulunc
“Aydınlık” hikayesi, hem bir bilgelik hikayesi, hem de düşündüren eğitici bir hikayedir.Bilgelik Hikayesi Oku: Günün birinde bir bilge çölde öğrencileriyle otururken demiş ki: “Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman aydınlanır?”Öğrencilerden biri: “Uzaktaki sürüye bakarım, koyunu keçiden ayıramadığım zaman
Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet, bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın