Saf bir adamın bir koçu varmış, iple bağlar, peşi sıra çeker gidermiş. Yine günlerden bir gün ovada çekip giderken onu takip eden hırsız sessizce yaklaşıp ipi kesti, koyunu alıp götürdü. Adam bir zaman sonra koyunun olmadığını, boş ipi sürüklediğini fark etti. Koyunun kaçtığını düşündü ve ovada aramaya başladı. Ararken bir kuyunun başında hırsızı feryad u figan a
Aliya Hubaniç ve ben taşlı bir yoldan Rotimlye’den Buna’ya gidiyoruz. O, eşeğine iki çuval buğday yüklemiş, değirmene götürüyor. Geceyi değirmende geçirecek, sabahın erken saatlerinde de Rotimlye’ye geri dönecek. Yolculuk oraya kadar iki saat sürüyor, iki de geri, etti dört saat. Yaptığı bu iş karşılığında da topu topu 15 dinar para alacak. Bu kazançt
Birgün yaşam dünyada gezintiye çıktı. Bir insana rastlayıncaya kadar dolaştı. Karşılaştığı adamın bütün vücudu şişmişti, hareket bile edemiyordu.“Kimsin sen?” diye sordu adam.“Ben yaşamım.”“Eğer sen yaşamsan, belki beni iyileştirebilirsin” dedi hasta.“Seni iyileştirmek isterim.” dedi yaşam. “Ama hemen sonra beni ve hastalığını unutursun.”“Nasıl unutabilirim!” diy
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.Buzağı bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla day
Madho isimli bir Hintli süte su katması ile ünlenmişti. Bütün süt sattığı insanlar da Yaşam Tanrısına şikayet ettiler. Yaşam Tanrısı bir gün, karşısına bir ermiş kılığında çıktı.Neden süte su kattığını sordu. O da geçim zorluğu içinde olduğunu, yeterli süt bulamadığını söyledi. Ermiş ona bir dileği olup olmadığını sordu. O da iki büyük güğüm dolusu süt istedi.Hem