Anlatılanlara göre, Süpürgeç Baba derler bir Türkmen piri varmış. Tam bir gönül eriymiş. Yaşadığı küçük şehre Horasan’dan gelip yerleşmiş imiş.Süpürgeç Baba sabah erkenden kalkıp işe başlarmış. Sabahtan akşama kadar sokakları süpürür, tertemiz edermiş. Sağda solda ekmek kırıntısı bile bırakmazmış. Onları toplar, şehir dışına götürür, dağdaki kurtlara kuşlara veri
Bir zamanlar İskoçya’da yoksul mu yoksul Fleming adında bir çiftçi yaşıyordu. Bu çiftçi bir gün tarlada çalışırken kulağına bir çığlık sesi geldi. Hemen sesin geldiği yöne doğru koştu. Bir de ne görsün! Küçük bir çocuk bataklığın içinde beline kadar batmıştı. Çocuk, kurtulmak için çırpınıyor çırpındıkça dibe batıyor, bir yandan da sesini duyurabilmek için tüm güc
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde, kepçe kulaklı kedi kovalamış aslanı, aslan havlamış önce, kedi ise kükremiş, pek korkmuş aslan hemen saklanıvermiş. Koca bir ejderha da saklanmış ayakkabıya, saklanır mı saklanır, ayakkabı küçüktür demeyin ha! Belki de bu ejderha başkadır.Uzaklarda değil çok yakın bir ülkede, bir patates yaşarmış ailes