İki komşu ülkenin kralları özel günlerde birbirlerine ilginç hediyeler gönderirlerdi. Böylece birbirlerine zeka üstünlüğü gösterinde bulunmaya çalışırlardı. Krallardan biri bir gün ülkesinin en ünlü heykeltıraşını huzuruna çağırttı ve kendisinden 3 tane insan heykeli yapmasını istedi. Heykeller bir karış boyunda, altından ve dışarıdan bakışta birbirinin tıpatıp a
Genç bir antikacı Anadolu’nun ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği malları köylülerden ve malın değerini bilmeyenlerden yok pahasına satın alarak İstanbul’da satıyordu. Bir seferinde arabası karlı yolda saplandı kaldı ve antikacı arabasını terk ederek yürümek zorunda kaldı. Yoğun tipi altında artık donmak üzereyken bir ihtiyar tarafından bulundu. Yaşlı
Küçük bir şehirde orta halli bir aile vardı. Evin hanımı ibadetlerini yapmakta, kocasına yalvarmakta ve onun ibadet etmesi için her gün Allah’a dua etmektedir. Fakat kocası bunu reddediyordu. Söylediğine göre böyle uğraşlar için hiç vakti yoktu. Bunlar ancak ileri yaşlarda, para kazanmanın ve harcamanın artık giderek azaldığı ve bol bol boş zamanın olacağı
Bir adamın güneyde yüz dönüm arazisi vardı. Fakat en az 1.000 dönüm toprağı olması için fazlasıyla hırslanmıştı. Bu sebeple çeşitli yerleri dolaşıyor ve o zamana kadar işlenmemiş ama bereketli geniş araziler arıyordu. En sonunda yolu dağlık bir bölgedeki bir krallığa düştü.Kral, adama istediği kadar arazi verebileceğini söyledi. Tek sınır adamın dayanıklılığı idi
Zengin bir tüccar kutsal bir mekâna ziyarete gidiyordu. Bir hırsız da kendisini takip ediyor ve cüzdanını çalmak istiyordu. Adama aynı yere gitmekte olan bir kişi olduğunu söylemiş ve numara yaparak onunla yakınlaşmıştı.Geceyi geçirmek üzere bir handa kalacaklardı. Herkes derin bir uykuya dalınca hırsız ayağa kalktı ve zengin tüccarın çantasını her yerde aradı. H