Bir gece muhtesib duvarın dibine yığılmış bir sarhoş gördü. Yanına gitti.Sen sarhoşsun, söyle ne içtin? Ne büyük günah ve cürüm işledin! Ne içtin? Dedi.Sarhoş yanındaki boş testiyi göstererek:– Testi de olan şeyi içtim.Muhtesib:– Testide ne vardı?– İçtiğim şey vardı.– Ne içtin?– Testide olanı.Konuşma bu minvalde sürüp gidiyor, soru v
Bir gün aslan, kurt ve tilki beraberce avlanmaya gitmişlerdi. Bir zaman sonra, büyük bir çabayla bir inek, bir keçi ve bir tavşan avladılar.Aslan kendi kendine, kurt ve tilki avlara tamah ediyor, bir sınayım şunları diye düşündü. Kurda dönüp:“Avları taksim et,” dedi.Kurt: “İnek sizin, keçi benim, tavşan da tilkinin “dedi.Aslan, kurdun kend
Arabın biri çölde, önünde yatıp uzanmış bir köpeğin başucunda ağlıyor, feryad u figan ediyordu. Oradan geçmekte olan bir derviş bunun sebebini sordu.Arap: “bu benim vefadar köpeğim, beni çok korudu, gittiğim her yerde yoldaşım oldu, benim için av yakaladı, şimdiyse açlıktan ölmek üzere “dedi.Adam; “nesi var? Hasta mı oldu yoksa yaralandı mı?R
Saf bir adamın bir koçu varmış, iple bağlar, peşi sıra çeker gidermiş. Yine günlerden bir gün ovada çekip giderken onu takip eden hırsız sessizce yaklaşıp ipi kesti, koyunu alıp götürdü. Adam bir zaman sonra koyunun olmadığını, boş ipi sürüklediğini fark etti. Koyunun kaçtığını düşündü ve ovada aramaya başladı. Ararken bir kuyunun başında hırsızı feryad u figan a
Halkı hiç fil görmeyen bir şehir vardı. Günün birinde Hindistan’dan bir fil getirdiler, karanlık bir yere koydular. Halkı seyre davet ettiler. Halk, karanlıkta fili göremiyordu. Çaresiz kaldılar, elleriyle dokunup yokladılar. Birinin eli filin hortumuna dokundu. Dedi ki:“Fil büyük bir hortumdur. “Bir diğeri eliyle filin kulağını tuttu. O da:“Fil