“Arkadaşlarım”25 Ekim, SalıSınıfta en çok sevdiğim arkadaşım Garrone’dir. içimizde en büyük olan odur; sanırım ondört yaşında var. Kocaman bir kafası, geniş omuzları var. Sürekl i tebessüm eden güleryüzlü çehresine bakınca onun ne kadar iyi bir çocuk olduğu hemen anlaşılır.Geçen yıldan tanıdığım birçok arkadaşlarım var demiştim. Sevdiğim arkadaş
“Güzel Bir Davranış”26 Ekim, ÇarşambaBu sabah Garrone’yi biraz daha iyi anladık. Okulun kapısından içeri girdiğimde, geçen yılki öğretmenimle karşılaştım. O beni lafa tutunca, sınıfa girmekte biraz geciktim. Koşarak yukarı çıktım. Sınıfın kapısını açık görünce rahatladım. Mösyö Perboni henüz gelmemişti. İçeri girip yerime oturdum. HikayeArka tar
“Birinci Sınıftaki Öğretmenim” 27 Ekim, Perşembe Birinci sınıftaki öğretmenim sözünü tuttu ve bugün bizi görmeye geldi. Biz de annemle birlikte fakir bir kadına yardım götürmek için evden çıkmak üzereydik. Bir yıldır hiç uğramamıştı. Geldiğine çok sevindik doğrusu… HikayeUfak tefek, çıtı pıtı bir kadındır. Kendisine hiç yakışmayan, yeşil kad
Erenlerden biri başından geçen bir hadiseyi şöyle anlamıştır:“Bir gemi yolculuğu sırasından gemimiz bir kayaya çarpıp su almaya başlamıştı. Bir süre sonra su ile dolan gemi parçalanmaya başladı ve sonunda battı. Ben ve hamile eşim gemiden kopan bir tahtanın üzerine çıktık. Çok geçmeden eşimin bedeni sarsıldığından dolayı o tahta parçasının üzerinde doğum y
Günün birinde altmışlık ünlü bir ressam, lokantaya girer. Cebinde beş parası yoktur ama bu durumuna hiç aldırmadan lokantacıya bir teklifte bulunur.Lokantacıya yapacağı portresine karşılık yemek yemek istediğini söyler. Lokantacı bu teklife şaşırsada kabul eder ve ressam da güzelce karnını doyurur.Sonra bir çırpıda lokantacının portresini çizip masaya bırakır. Lo