Zamanın birinde yoksul ve dul bir kadın varmış. Bu kadın oğluyla birlikte yaşarmış, ancak oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış.Bir gün büyük bir sıkıntıya düşmüşler öylsine zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığı olan, Süt Beyazı isimli ineklerini satmaya karar vermiş. Oğluna ineği pazara götür
Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş. Bir gün “Kırmızı Başlıklı K ız!” diye seslenmiş kızın annesi.“Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür.”Kırmızı Başlıklı Kız
Bir zamanlar yoksul ve dul bir kadın varmış. Oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış. Bir gün o kadar zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığını, Süt Beyazı isimli ineklerini satmaya karar vermiş. Oğluna ineği pazara götürüp satabileceği en iyi fiyata satmasını söylemiş. Delikanlı pazara giderken y
Geçmiş zamanlardan birinde dul bir kadın ve birde oglu varmış. Oğlu çok tembel olduğu için çok fakirlemiş. Çok az paraları varmış.Günlerden bir gün o kadar zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığını, Süt Beyazı isimli ineklerini satmaya karar vermiş. Oğluna durumu anlatıp ineği pazara götürüp satabileceği en iyi fiyata satmasını sö
Erenlerden biri başından geçen bir hadiseyi şöyle anlamıştır:“Bir gemi yolculuğu sırasından gemimiz bir kayaya çarpıp su almaya başlamıştı. Bir süre sonra su ile dolan gemi parçalanmaya başladı ve sonunda battı. Ben ve hamile eşim gemiden kopan bir tahtanın üzerine çıktık. Çok geçmeden eşimin bedeni sarsıldığından dolayı o tahta parçasının üzerinde doğum y