Bir defasında hocama dedim ki:– Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şeykalmadı.Bana bir hurma uzattı ve dedi ki:– Bunu ağzında çiğneyip ye.Yedikten sonra bana sordu:– Şimdi sen büyüdün mü?– Hayır, dedim. Dedi ki:– Büyümedin fakat o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, saç oldu, tırnak oldu, hü
Hep eli yüreğinde, o günün gelip çatmasından korkardı anam.Biri ablasının, öteki kaynının oğlu olunca baş eğmek, susmak ve ağlamak kalıyordu ona. İlk karşılaştıklarında, vuruşturulan çiğ yumurtalar gibi en az birinin kırılıp yere saçılacağını, ötekinin de iflah olmayıp hapis damlarında çürüyeceğini söylerdi.Uykudan uyanır uyanmaz, amcamların mayıs kokan sıcacık a
Yukarı Alpler’de buzulların eteğinde, dağların beyaz tepelerini kesen o çıplak ve kayalık boğazlarda yapılmış bütün ahşap oteller gibi Schwarenbach Oteli de, Gemmi Geçidi’ni boylayan yolculara barınaklık eder.Burası, Jean Hauser ailesinin bakımı altında altı ay açıktır. Sonra karlar yığılıp da boğazı doldurmaya ve Loeche’e inme olanağını ortadan
Alacakaranlık içinde sivri, siyah bir kayanın belli belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo Burcu uyanıktı. Vakit vakit inlettiği trampete, boru seslerini akşamın hafif rüzgârı derin bir uğultu halinde her tarafa yayıyor… Kederli bağrışmalarıyla ölümü hatırlatan küfürbaz karga sürüleri, bulutlu havanın donuk hüznünü daha beter artırıyordu. Mor dağlar gittikçe k
Korku Hikayesi, Dehşet Hikayesi, Hikaye Oku;Anlatacağım bu tuhaf ama bir o kadar da yalın hikayeye inanacağınızı sanmadığım gibi sizleri buna zorlayacak da değilim. Bizzat kendimin inanmadığı şeylere başkalarını inandırmaya kalkışmak delilik olur. Ama deli değilim ve hayal de görmedim. Yarın öleceğim için içimi dökmek istiyorum o kadar. Amacım evimde olanları ale