Çin’de yaşayan bir adam, her gün evine boynuna aldığı kalın sopanın iki ucuna asılı kovalarla dereden su taşırmış. Bu kovalardan birinin yan tarafında küçücük çatlak varmış. Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış ve her seferinde bu kusursuz kova adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, çatlak kova ise suyun yarısını ulaştırırmış eve…Adam her iki kovayı suyla doldu
“Kayıkçı Keloğlan”Keloğlan keleş oğlan sevmesi beleş oğlanın masallarından yeni bir masalı daha sizlerle paylaşıyoruz.Bir vamış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngııır mıngır sallar iken, buzdan uzuuuun uzun yıllar önce, zamanın birinde, uzak diyarlarda bir ülke var
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde bir Padişah varmış. Büyük başın büyük derdi olur derler. Bu padişahın da bir derdi varmış. Şu geçici hayat zehir olmuş kendine, şu darı dünya zindan mı zindan olmuş padişaha. Ne dersiniz ne idi bu padişahın derdi acaba? Kendinizi hiç yormayın ben söyleyivereyim. Padişahın iki gözü de
Günün birinde bir kaplan bir tilkiyi yemek istemişti. Tilki bundan dolayı kaplana çok kızdı;“Ormanların kralını yemeye kalkmaya utanmıyor musun?” dedi. Kaplan;– Sen nerden ormanların kralı oluyormuşsun?” Dedi. Tilki ise ona;“Gel beraber gezelim, beni görünce hayvanların nasıl korkup kaçtıklarını bir gör, o zaman anlarsın kimmiş ormanlar kralı!”Kaplan ve til
Kurnaz tilkinin biri yaşadığı ormanda gezintiye çıkmış. Hem yürüyor hem de çeşit çeşit kurnazlıklar düşünüyormuş. Kuyruğunu sallaya sallaya gezinirken bir anda neye uğradığını şaşırmış. Adımını atmasıyla kendisini bir kuyunun içerisinde buluvermiş. Bir hoplamış, iki zıplamış, kuyudan çıkamamış. Bakmış olacak gibi değil kuyruğunu kıvırıp oturmaya başlamış.“En iyis