Okuma süres 3 dk, 42 sn
Tütünün ince kağıda sarılı çubuk şekli. Fransızca ve Ingilizce "cigarette" sözcüğü, Türkçeye "sigara" telaffuzu ile geçmiştir. Arapça "duhân" sigara, "tedhîn" ise sigara içmek anlamında kullanılır.
Sigaranın yapıldığı tütün bitkişi; yaprakları yakılarak içilen kokulu, keyif verici ve bağımlılık yapan bir bitkidir. Sigara veya tütün Hz. Peygamber veya müctehid imamlar döneminde bulunmadığı için, hakkında ne âyet, ne hadis ve ne de müctehidlerin sözü yoktur. Çünkü tütün ilk olarak Amerika'daki Antil takım adalarından birinde bulunmuştur. 1496 M. yılında Kristof Kolomb (1451-1506) Antil adalarını gezisi sırasında yerlilerin bu bitkiyi yakarak içtiklerini gördü. Gemicilerden biri; Tobago adalarından bir örnek alıp Avrupa'da Petros Marden adında bir tüccara gönderdi. Ispanyol gemicileri 1511 M. yıllarında, bu keyif verici maddeyi Ispanya ve Portekız limanlarında iyice tanıttılar. Fransızların Lizbon elçisi olan Jean Nicot, tütünden elde edilen ve kendi adıyla anılan nikotin zehirini ilaç olarak kullanmak üzere, tütünü Fransa'ya soktu. 1560 M.'den sonra artık tütün Almanya, Italya, Ingiltere ve sırasıyla diğer dünya ülkelerine yayıldı.
Yapılan incelemeler tütünün insan sağlığı için zararlı olduğunu ortaya koymuştur. Sigara içerken içeri çekilen duman, akciğerin çeperindeki hücreleri zedeleyerek kalınlaştırır. Hücrelerin esnekliği kaybolduğundan, kuvvetli bir öksürük, aksırık sonucunda bu cidarlar harap olabilir. Öte yandan içeri çekilen sigara dumanı damar cidarlarının kalınlaşmasına yol açar ve damar sertliği gelişimini hızlandırır. Sigaranın en önemli bir özelliği de alışkanlık yapması ve içenlerin bunu bırakamamasıdır.
Sigaranın akciğer kanserine yakalanma ihtimalını20 arttırdığı, kalp enfarktüsü riskini iki katına çıkardığı, kronik bronşit ve amfizem'e yol açtığı, tıp tarafından belirlenmiştir. Tütündeki nikotin son derece zehirli bir maddedir. Az alınınca insanda uyarıcı, canlandırıcı etkiler yapar, çeşitli bezlerin salgılarını arttırır, kan basıncını yükseltir. Sigara dumanından zehirlenme olmayışının sebebi, sigaranın yanması sırasında tütünde bulunan nikotinin 1/3-1/7'sinin ısı etkisiyle buharlaşarak dumanla gitmesi, geri kalanın da ancak küçük bir bölümünün ciğerlere ve kana ulaşmasıdır.
Tıpta, haşerata karşı nikotinden yapılmış toz veya sıvı ilaçlar vardır.
Insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinen sigarayı kullanmanın hükmü ile ilgili olarak İslam'ın bir çözüm getirmesi gerekir. Asr-ı saadette afyon da bilinmiyordu. Sonraki Islâm fakihleri afyonun uyuşturucu niteliğine bakarak onu şaraba kıyas ettiler ve caiz olmadığım söylediler (bk. "Afyon" maddesi).
Sigara hem içene ve hem de yakınında bulunanlara zarar vermektedir. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Kendinizi elinizle tehlikeye atmayınız" (el-Bakara, 2/195); "Kendinizi öldürmeyiniz..." (en-Nisâ, 4/29). Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Ne doğrudan ve ne de karşılık olarak zarar yoktur" (Ibn Mâce, Ahkâm,17; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 327; Mâlik, Muvatta, Akdiye, 31).
Bedene bir yararı olmadığı gibi, zararı da açık olan sigara aynı zamanda kişi ve aile bütçesi için bir israftır. Bir âyette "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz" (el-A'râf, 7/31) buyurulmuştur. Hz. Peygamber de malın boşa harcanmasını yasaklamıştır (bk. Buhârî, Zekât, 18; Husûmât, 3; I'tisâm, 3; Müslim, Akdiye, 14).
Önceki asırlarda yaşayan bazı fakihler, hakkında âyet ve hadis bulunmaması nedeniyle "eşyada asıl olan mübahlıktır" kaidesince sigarayı mübah saydılar. Hatta bazı Şâfiî bilginleri; "Evli kadın sigara tiryakışı ise, sigara masrafı da nafaka kapsamına girer" demişlerdir.
Ancak bu gün sigaranın insan bedenine ve çevreye verdiği zarar dikkate alındığında bunun kerâheti açıkça görülür. Sigara içmeşinin sağlığına zararlı olacağı doktor tarafından bildirilen kimselerle, yoksul olup, aile fertlerinin nafakasından keserek sigara içenler hakkında ise haramlıkkesinleşir.