Okuma süres 1 dk, 39 sn
Camimizde sabah namazından sonra "yâ-sîn"-i şerif okunuyor. Bu hal namazın parçası durumuna geldi. Cemaat beklemek zorunda kalıyor. Bu davranışımız sünnete uygun mudur? Ayrıca okunan o Yâ-sîn-i Şeriften sonra musafaha yapılıyordu. Şimdi sadece cuma günleri yapılıyor. Bunun durumu nedir?
Kur'ân-ı Kerim'den bir sûre, hatta Kurân'in kalbi olarak "Yâ-sîn"-i şerifi okumak, hele manasını düşünerek okumak güzel bir şeydir. Bu, başka zaman okunabileceği gibi sabah namazının arkasından da okunabilir. Cemaat sabredip dinliyorsa, onlar da dinleme sevabı almış olur. Ancak bunu namazın bir devamı ve tamamlayıcısı gibi okumak da öyle dinlemek de bid'attır. Keşke cemaat bilinçli olsa, dinleyecekse, zorunluluk olmadığını bilerek dinlese ve sevap alsa, işi olduğu zaman da rahatlıkla çıksa, çıktığında da diğerleri tarafından kınanmasa. Ama çoğunlukla böyle olmuyor ve kaş yapayım derken göz çıkarılıyor. Bunu yapan imamlar da bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Bunu yapacaklarına keşke tek bir ayetin manasını açıklasalardı. O zaman Kur'ân'ın sözleri kulaklarımıza çarpıp, mum alevine çarpan pervaneler gibi yere düşmezdi, biz de onunla dirilmiş olurduk. Musafaha için de aynı şeyi söyleyeceğiz. Aslında sünnet olan bir iş olmakla beraber, namazların arkasından namazın bir gereği gibi görülerek yapılması ve terkedildiğinde kınanmayı gerektiren bir adet halini alması bidattır ve terkedilmesi gerekir. Yoksa musafaha namazın arkasından da yapılır önünden de yapılır (Musafaha hakkında geniş bilgi için bk. Ebu'1-Vefa el-Efgânî, Muhtaşarru't-Tahâvi üzerine tahkiki 438-39; Nevevî, Fetavâ, 61). Bu tür uygulamaların çoğu insanı camiden ve cemaatten uzaklaştırdığı maalesef, bir gerçektir ve bunu yapan zavallılar kendilerini kandırmaktadırlar.