Okuma süres 1 dk, 56 sn
Müslümanla zimmî (Islâm hâkimiyetini kabul etmiş ehli kitap vatandaş) arasında zorunlu olan her türlü muameleyi yapmak caizdir (Hindiye, V/348 (sirâciye'den)).
Müslüman, onların ömürlerinin uzun, işlerinin iyi olmasına vb. dua edemez. Onların bağışlanmalarına da dua edemez. Çünkü Allah (cc) müşrikleri asla bağışlamayacâğını bildirmiştir(K. Münafikûn (63) 6). Buna rağmen bağışlanmalarını istemek, A1lah'i yanlış hüküm vermekle suçlamak olur ki, buna "küfür" diyenler bile vardır (bk. Karafi, el-Furuk, IV6259 vd). Ancak onların hidayetine dua edilebilir (Bezzazıye VI/355; Hindiye, V/348).
Yahudi ve hiristiyan bir hastayı ziyaret edebilir. Mecusî'de ihtilaf vardır. Rasulüllah'ın ziyaret ettiği vakidir. Amcasını da ziyaret etmişlerdir (agk.; Ayrıca bk. Hindiye, V/347).
Kâfiri bir ihtiyaç ya da yolculuk durumunda misafir etmesinde beis yoktur (Hindiye, V/347).
Bir kâfirden müslümanın hediye alması, eğer dini salabetini kıracak ve onu ona medyün hale getirecekse caiz olmaz. Böyle bir durum yoksa caiz olur (Bezzâziye, VI/347). Zira: "Allah'ım, bana bir facirin nimetini nasib etme ki, kalbim onu sevmesin" (Benzer hadis için bk. el-Hindî, age. N211 (deylemi'den)), buyurulmuştur. Kâfir ise facirden daha şediddir.
Bir hiristiyanın bir müslümanı evindeki ziyafete çağırması durumunda; birbirlerinden ticâret yapmaları dışında aralarında bir dostluk ve beraberlik bulunmuyorsa, bazılarına göre bu ziyafete gitmek helâldir. Çünkü bu bir nevî iyiliktir. Mahzurlu olmadığı gibi menduptur. Bazılar da: Müslümanı bir Mecusî ya da Hiristiyanın yemeğe çağırması halinde, eti çarşıdan (Islâm ülkesinde) almış olduklarını söylemiş olsalar bile, müslümanın o yemekten yemesi mekruhtur, demişlerdir. Çünkü mecusî boğularak ve' dövülerek ölen hayvanın etini de yer. Nasranî'nin ise özel bir boğazlama şekli yoktur. Ya boğarak, ya da müslümanın kestiğini yer. Ama çağıran Yahudi olursa, müslümanın onun yemeğinden yemesinde beis yoktur. Çünkü Yahudi, ancak Yahudinin ya da Müslümanın boğazladığını yer (Kâdihân, NI/401). Ne varki, kâfirin yemeğini sürekli yemek mekruhtur. Mecburiyet halinde bir-iki defa yemede mahzur olmayabilir (Hindiye, V/347).