Okuma süres 3 dk, 9 sn
Şeyhul-Islâm Imâm Burhânüddîn Ebul-Hasan Ali b. Ebîbekr b. Abdilcelîl el-Ferganî el-Merginânî (511/593-1117/1196). Hanefî fıkıhçılarının büyüklerinden, mezhepte müctehid (Ebu Firas en,Na'sanî, Ta'lîkât alel-Fevaîd s.141. Merginâni'nin fıkıhtaki derecesini Lüknevi'nin "Ashabı tercihten" olarak göstermesine Ebû Firas şu itirazda bulunur: "Gerçi Ibn Kemal Pasa Merginani yi kendi ictihatlarıyla, rivayetlerin bir kısmını diğerine tercih gücüne sahip olan "ashab-ı tercih" tabakasında zikreder ama, bu tenkide uğramış ve: Merginanî'nin durumu hiç de Kâdıhân'dan aşağı değildir. Onun delilleri tenkit de ve mesele istinbahindeki yeri, herkesin kabulüdür. Öyleyse "Mezhepte müctehid" makamına o daha lâyıktır. Aklı selim de bunu kabul eder, denmiştir. (agk.)) ya da "ashâb-i tercih"den.(Lüknevî, el-Fevâid 14l.) Ebûbekr (r.a.) soyundan, fıkıhta, hadiste, tefsirde, usulde, edebiyatta mâhir, dakîk ve titiz bir âlim, zühd ve takvâ sahibi, ilm-i hilâfta ve mezhepte yetkili bir isim. Mergînân'da doğdu. Mergînân, Türkistan'in Fergana eyâletinde bir şehirdir. Doğduğu memlekette ölmüş ve Semerkand'da toprağa verilmiştir. Tahsilini zamanında geçerli olan seyahatler sayesinde elde etmiş ve devrinin önemli âlimlerinden ders okumuştur: "Akâid'ün-Nesefiyye" sahibi Necmüddîn Ebû Hafs Ömer en-ehsefi (537/1142-43), Sadru's-Şahîd Husâmüddîn Ömer b. Abdil-Azîz (536/1141-42), Imâm Ziyâuddîn Muhammed b. Huseyn el-Berdenicî (Tuhfe sahibi Alâuddîn es-Semerkandî'nin öğrencisidir.) "Hulâsatül Fetâvâ" sahibinin Babası Imâm Kivâmuddîn Ahmed b. Abdirreşîd el-Buhâri ve es-Serahsî'nin talebesi Ebû Amr Osman b. Alî el-Beykandî (55?/1157) bunların meşhurlarıdır. Kendisinden de birçok kişi fıkıh okumuştur ki, kendisinin değerli nesli Şeyhulislam Celâlüddin b. Ebîbekr b. Merginanî, Semsül-eimme el-Kerderi, Celâlüddîn Mahmud b. Huseyn el-Estrûsenî bunlardan sadece bir kısmıdir. (Lüknevi, age.142.) Yüceliğini, çagdaslarından olan Kâdihân (592/1195) gibi âlimler kabul etmiş ve belirtmişlerdir. "Bu derece ilimle meşgul olmasına karşılık, son derece zâhid ve takvâ ehli idi. Geceleri teheccüdle ihya ederdi. Anlatıldığına göre (biraz sonra anlatmaya çalışacağımız) Hidâye'yi yazarken, onüç yıl, geceleri hep teheccüde kalkmış ve hiç ara vermeden sürekli oruç tutmustur. Oruç tuttuğunu kimseye sezdirmemeye çalışır ve hizmetçi yemek getirdiğinde ona, sen yemeği bırak git der, gidince yemeği bir öğrencisine, ya da bir başkasına yedidirdi. Hizmetçi tekrar geldiğinde kabı boş görüp, onun yediğini sanırdı".(Tasköprüzâde, Mevzûâtü'l-ulûm I/725; Kâtip Çelebî, Kesf N/2032.) Talebesinden olan Burhânül-Islâm ez-Zernûcî, "Ta'lîmül-Muteallim" adlı meşhur eserinde, şu beyitlerin ona ait olduğunu söyler:"Ne büyük bir fesat: Nefsine düşkün olan âlim / ve bundan daha büyüğü de cahil bir âbid. / Ikisi de âlemler içinde büyük bir fitnedir. / Dinde onlara tutunan için."Merginânî okuduğu bir hadis-i şerife dayanarak, derslerini çarsamba günleri başlatır ve Imâm Ebu Hanife'nin de böyle yaptığını söylerdi. Talebenin tahsile ara vermemesi gerektiğini, akranlarını ara vermemekle geçtiğini söylerdi.( Lüknevî el-Fevaid s.142.) Zehebî'nin (748/1374) "ilim küplerindendi"(Zehebî, Siyeru-a'lami'n-nübela 21 /232.) dediği Merginâni'nin: I-Müntekâ, Nesrul-Mezheb, et-Tecnîs, el-Mezîd, Menâsikül-Hac, Muhtârâtün-Nevâzil, Kitâbün fi'1-Ferâiz, Bidâyetü'1-Mübtedî, el-Hidâye. gibi eserleri vardır.